HARUN ARSLAN YAZDI… “MERSİN HAYVAN BARINAĞI”NDA MUTLU BİR GÜN…

İstanbul’da bir hayvan barınağında gönüllü çalışan dostum, Mersin’deki barınağı gezmek istediğini söylediğinde bir an endişelendim. Eski yıllarda Mersin hayvan barınağı ile ilgili birçok olumsuz haber işitmiştim. Şimdi de buradaki olumsuzlukları görüp açıklayacağını düşündüm; önceden Büyükşehir Belediyesi’ni bilgilendirme şartıyla barınağa gitmeye kendisini ikna ettim.

Göreceği aksaklıkların da düzelmesi için elimden gelen gayreti yapacağıma söz verdim.

Barınak konusunda sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gubaroğlu’na durumu anlattım. Bir aksaklık ya da Mersin adına olumsuz bir haber çıkmasını istemediğimi ve önceden bilgilendirilmenin doğru olacağını düşündüğümü söyledim.

Aldığım yanıt beni şaşırttı: “Her an gidebilirler, habersiz de görebilirsiniz, bizim en küçük bir endişemiz ve saklayacak bir şeyimiz yok.”

Bu alışkın olmadığımız bir özgüvendi; hele bir bürokrattan bunu duymak, görev alanında her an eleştiriye açık bir düzen içinde çalışmak son derece sevindirici ve takdir ediciydi.

Kendinden emin, ekibine güvenen ve yapılan işten gönül rahatlığı duyan…

Ertesi gün barınağın yolunu tuttuk. Ormanların içerisinde, temiz havada, sakin, adeta bir köpek cennetiydi burası…

Daha barınak gezimizin ilk dakikalarında, barınak sorumlusu Veteriner Hekim Mehmet Cücük bize beklediğimiz olumlu havayı duyumsatmıştı; onunla birlikte çalışan tüm ekipte hayvan sevgisi, işlerini zevkle yapışları, oradaki pozitif atmosfer ve sevgi yoğunluğu elle tutulur durumda idi.

Tek tek hayvanları gözlüyoruz; bakıcılara nasıl sevgi ile yaklaştıklarına, onların da nasıl sevgiyle karşılık verdiklerine tanık oluyoruz, etkileniyoruz.

Köpek dostlarımız son derece sağlıklı koşullarda, çok iyi bir bakımla doğal ortamlarına yakın yaşıyorlar. Hasta olanlar tedavi ediliyor, ameliyatları yapılıyor.

Son derece duygu yoğunluğu ile gururla ve takdirle geziyoruz; köpeklerin rahatlığı ve huzuru bizleri de mutlu ediyor.

İstanbul’dan gelen dostumuz hayretler içerisinde; buranın birçok yönden İstanbul’daki barınaklardan çok daha iyi olduğunu söylüyor.

* * *

Daha sonra yeni yapılmakta olan barınağı geziyoruz.

Ve burada harika bir fikir, bir proje bizi heyecanlandırıyor: Kedi ve Köpekler ormanda hazırlanılacak bir bölüme, tümüyle doğal ortam şartlarında yaşamaya salıverilecek ve özgürce, kendi türleriyle iç içe yaşayacaklar.

Özetle, burada bir köpek, bir de kedi kenti kurulacak. İsimleri de şimdiden verilmiş: “Havkent” ve “Miyavkent”.

Barınakla ilgili bazı rakamlara gelince;

Geçtiğimiz yıl barınağa 3400 köpek girmiş. Hepsinin aşıları, tedavileri, bakımları yapılmış. 1160 köpek sahiplendirilmiş. 2223 köpek sağlıklı halde ve izlemeye alınarak doğaya bırakılmış.

Şu anda da barınakta 437 köpek bulunuyor.

Mutlaka bazılarımız bilmiyordur; isteyen herkes buradan bir köpeği sahiplenebiliyor.

Çok değişik cinste ve özel köpekler var. Bence bir kez barınağı ziyaret edin ve bir köpeğe sıcak bir ev sevgisi vermeyi düşünün.

* * *

Genelde Mersin’de diğer hayvanların durumuna gelince:

Ellerindeki araçlarla ve ekipleriyle köpek ve kediler dışında da tüm hayvanların sorunlarında yardımcı oluyorlar.

Mersin’de bizlerle beraber yaşayan diğer hayvanların ve elbette bütün canlıların da bu kentin, yani bizim yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmamalıyız.

Hatta kimi hayvanlar bu kentin en eski sahipleridir.

Bir kenti insanlarıyla ve tüm canlılarıyla bir bütün olarak görmek gerekir.

Hayvanlar da bu kentin sahibi olarak, insanlar kadar yaşamlarını sürdürmeye hakları vardır.

Sokaklarda başıboş gezerek yaşamaya çalışan kediler ve köpekler, güvercinler, martılar, tüm kuşlar… hepsi bu kentin yaşayan, soluk alan, kenti renklendiren, canlılık veren parçalarıdır.

“Yeni Büyükşehir Belediyesi” yönetimince parklarda ve sokaklarda gezen sahipsiz kedi ve köpekler için yem stantları kuruldu.

Bundan önce, sıkça söylenen “hayvan barınağında bakımsızlıktan ölen hayvanları, buradaki kötü yaşam şartlarını” artık duymuyoruz.

Yakın zamanlarda bir aracın çarptığı, ölüme terk edilen bir köpeği tedavi ettiren, bir ağacın dalına takılan güvercini kurtaran Belediye ekiplerini biliyoruz.

Son olarak örnek bir bilgi: Hastalıklı bir köpek ihbarını alan Belediye ekipleri, hayvan ambulansı ile köpeği hayvan barınağına getiriyor. 4 saat süren bir ameliyat sonunda karnında açık yaradan dışarı sarkan

2 kilogram ağırlığındaki tümör alınıyor… Ve köpek hayata döndürülüyor.

Bu çaba ve ilgi, çağdaş dünyada canlılara verilen değerli bir örnektir ve her türlü takdiri hak eden bir davranıştır.

Büyükşehir Belediyesini, kentin yaşam çevresini, hayvanlarıyla, bitkileriyle bir bütün olarak kucakladığı, gerekli dikkati ve özeni gösterdiği için kutlamak gerek.

Hayata saygı göstermek, insana değer vermek bir çevre sorunudur ve yok olmaya direnen, soluk alan her canlı birbirinin parçasıdır ve öyle korunmalıdır.

Büyükşehir Belediye’miz bu özen ve dikkatle çalışıyor; beni duygusal olarak derinden etkileyen bir sistem ve anlayışın yerleştiğini görüyorum.

Çabasıyla bu anlamlı gelişmeyi sağlayanlara, Mersin’de canlı hayat adına, tüm canlılar adına teşekkür ederim.

Ve en başta çok da isimleri duyulmayan fakat işlerini doğru yapmanın ve hayvanlara yardım etmenin manevi mutluluğunu yaşayan Hayvan Bakımevi Yetkili Sorumlusu Mehmet Cücük ve ekibine en büyük teşekkür…

Mersin’in geleneksel yapısındaki sevgi ve hoşgörüyü, birlikte yaşama bilincini İnsanımıza derinden dokunan ve etkileyen bu tür haberlerin çoğalmasını ve duyurulmasını diliyorum.