Mersin Limanında gerçekleştirilen kokain operasyonlarında peş peşe yakalamaların ardından Gazeteci Murat Ağırel’den bomba iddialar gündeme geldi. Ağırel, sevk edilen ürünleri denetleyen görevlilerin konteyner başı rüşvet aldıklarını açıkladı.
Son zamanlarda büyük çapta kokain yakalamalarıyla gündeme gelen Mersin Limanı ve Mersin Gümrüğü ile ilgili bir flaş iddia da Gazeteci Murat Ağırel’den geldi. Gazeteci Ağırel, Yeniçağ gazetesindeki köşesinden gümrükte ortaya çıkarılan rüşvet çarkını ve yapılan müfettiş incelemesinin nasıl sümen altı edildiğini yazı, gözler bir kez daha Mersin’e çevrildi.
Gümrüğe gelen muzların Mersin Zirai Karantinası Kurumu tarafından kontrol edildiğini belirten Ağırel, “Yetkilileri aradım konuştum. İlginç bilgilere ulaştım. Muzların kokusu, kokain kokusuna çok yakınmış. Bu nedenle de köpeklerin algılaması çok zayıflıyormuş. Asıl öğrendiğim ise şu. Mersin Limanı’ndaki gelişmeler yaşanırken Bakanlıktan Mersin Zirai Karantinası denetlemeye alınmış. Limandaki konteynerleri kontrol eden “İnspektör” görevi yapan kişiler denetlenmiş. Ortaya vahim bir tablo çıkmış” dedi.
RÜŞVET ÇARKI ORTAYA ÇIKTI, MÜFETTİŞ RAPORLARI SÜMEN ALTI EDİLDİ
İnspektörlerin firmaya gelen malzemelerin veya üretilen ürünlerin kalitesi ve üretim prosedürlerini kontrol ettiğini belirten Murat Ağırel, “30 İnspektör olmasına rağmen kurumdan muz kontrollerine 7 kişi görevlendirilmiş daima. Bunda muz kontrolünün zorluğu ve hızlı işlemler vs.. gibi nedenler etkili olmuştur diye düşünürken, görevlendirilenlerin içinde konteyner başı rüşvet alındığı tespit edilmiş. İddiaya göre İnspektörler ayda 200-250 bin TL kazanır duruma gelmiş. Müdür görevden alınmış. Organizasyonun içinde de bir gümrük müşaviri var. Hatta bu gümrük müşaviri bir kokain operasyonunda gözaltına alınanlar arasında yer aldı” diye yazdı.
Görevden alınan kişiler gümrük firmalarına gidip kendisine aylık bağlanması konusunda taleplerde bulunduğunu öne süren Ağırel, bunun üzerine firmaların bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti.
Ağırel, yazısına şöyle devam etti:
“Denetleyen Bakanlık müfettişi 18 Ocak 2021 tarihinde tüm bu iddiaları denetleyip raporunu hazırlayıp ayrıntılı şekilde kuruma iletmiş. Raporun akıbetini araştırdım. Bakanlık yetkilileri ve kurum temsilcilerine sordum ancak ortada rapor yok. Sümenaltı edilmiş olsa gerek. Zira müfettiş hakkında bu yapıda yer alan kişiler rapor ortaya çıkmasın diye onlarca şikayette bulunmuş. Şikayet konularına ulaşamadım.
Bakın Mersin karantinada yaşanan ve kurum içerisinde herkesin bildiği ve doğrulattığım bir durumu anlatmak istiyorum. İnspektör görevi yapanlardan birisi işe geliyor. On beş dakika sonra kontrol yapacağını belirterek kurumdan ayrılıyor sadece 4 dakika sonra elinde numune ile kuruma geri dönüyor ve numune defterine kayıt yapıyor. Bu kamera görüntüleri ile de kayıt altına alınmış. Rapora eklenmiş.
Yani aslında kontrol falan yok. Kendisine sunulan numuneyi, almış gibi kuruma sunuyor.
Şöyle özetleyeyim…
Kokain kaçıran şirketleri ve ithal malları denetleyen İnspektörler, kaçakçılar ve bazı ithalatçılar tarafından maaşa bağlanmış. Kaçakçıların sunduğu numuneleri hiç uğraşmadan elden alan bazı İnspektörler de kuruma temiz numuneleri getirip rapor düzenleyerek malların girişine çıkışına ya da transit geçişine izin veriyor. Böylelikle aylık 10-15 bin lira maaşlı müfettişler 200-250 bin lirayı ceplerine indiriyorlar.
Bunlar müfettişleri denetleyen Bakanlıkta görevli müfettiş tarafından raporlaştırılıyor. Fakat kaçakçılarla bağlantılı isimler o raporun da sümen altı edilmesini sağlıyor. İşleme konmuyor. Haliyle sonuç olarak bugünkü kokain kaçakçılığı tablosuyla karşılaşıyoruz.
Bu tespitlerin yer aldığı rapor nasıl işleme konulmaz akıl alır gibi değil.
Gerçi sadece bu da değil. Rusya’ya gönderilen meyve ve sebzeler için sahte sağlık sertifikaları, gümrüklere gelen ve toplumun tükettiği gıda malzemelerinde yaşananlar ile ilgili de çalışma içerisindeyim. Elde ettiğim bulgular akıl alır gibi değil.
Dedim ya hani büyük resme henüz ulaşamadık diye. Bağlantılar gerçekten çok enteresan noktalara ulaşıyor.
Sırf bu yüzden mücadele, sadece Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve Narkotik ile değil topyekûn yapılması gerekmektedir.”