Hoşgeldiniz  

TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİNE 2. DARBE GİRİŞİMİ… TAŞUCU TERSANESİNE YENİ ENGEL

admin | 29 Haziran 2017 | Tüm Manşetler A- A+

Taşucu’na kurulması planlanan hem Türkiye’nin stratejik olarak elini güçlendirecek hem de Mersin özelinde kent ekonomisine büyük katkılar sağlayacak tersanenin yapılması için çalışmaların başlamasının ardından malum gruplar 12 yıl sonra bir kez daha harekete geçti.

Taşucu’na kurulması planlanan tersanenin kurulması için çalışmaların başlaması “malum çevreleri” bir kez daha harekete geçirdi. ÇED sürecinde protestolarda bulunan çevreciler, sağlığı tehdit ediyor iddiasıyla SEKA limanına yapılacak tersanenin durdurulması için eylem yaptılar.

Protestocular yaptıkları basın açıklamasında, “Tersanede ahşap, çelik, alüminyum ve polyester olmak üzere değişik hammaddeler kullanılarak değişik boylarda yat, tekne ve her türlü gemi inşası, bakım ve onarım işlemleri planlanmaktır. Ayrıca dış ülkelerde ömrünü dolduran gemilerin de sökümü yapılacak. Tersanenin inşaat ve işletme sırasında kullanılacak malzemeler sonunda meydana gelecek kimyasal ve fiziksel işlemlerde açığa çıkacak zehirli gazların, ağır metallerin yaratacağı hava, toprak ve deniz suyu kirliliği Göksu Deltasına, bölgenin turizmine, 1’nci derece tarımsal niteliği olan topraklara, insan sağlığına çok zarar verecektir. Göksu Deltası’na zarar verecek olan tersane yapımına karşıyız. Seka arazisinin sanayi çöplüğüne dönüşmesini istemiyoruz. Bunun içinde mücadelemizi hukuksal ve demokratik alanda sürdüreceğiz” gerekçeleriyle tersanenin yapımına karşı çıkmışlardı.

TÜRKİYE’YE AYRI MERSİN’E AYRI DARBE… 2005 SOLİ GEMİCİLİK OPERASYONU

Türkiye’nin en büyük, en gerekli ve stratejik projelerinden olan, Mersin’e de büyük bir ivme katacak SEKA Tersane projesi yıllar önce de engellenmişti. 2005 yılında MDTO ortaklığıyla kurulan Soli Gemi İnşaat şirketi,  Taşucu’nda tersane yapma yatırımına girişmiş, yine çevrecilerin baskılarıyla yargı tarafından iptal edilmiş ve şirket 35 milyon dolarlık bir yatırımı Kocaeli’ye yapılmıştı. Bu yatırımın ardından Kocaeli’de bin 500 kişiye istihdam sağlamıştı. Taşucu Seka Limanı’nın tersane ve yat imalat sanayi olarak kullanılması halinde ilave tesislerle 3 bin civarında kişiye doğrudan ve 9 bin kişiye dolaylı iş verebileceği planlanırken yargı yolu ile durdurulması, Mersin’e büyük darbe vurmuştu.

2010 yılında Soli Gemiciliğin çalışmalarını değerlendiren MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli çarpıcı tespitlerde bulunmuştu. Taşucu ve SOLİ Gemi İnşa Şirketi’nin yaratacağı değer ve istihdamdan yoksun kalan Mersin’in son yıllarda neredeyse yok denilebilecek kadar az yeni yatırım aldığını hatırlatan Korer Özbenli, yatırımların önünün tıkanması ile kentin gelişiminin önüne set kurulduğunu söyledi. Kentin gelişimi ve kalkınmada önünün açılabilmesi için bu tür girişimlerin desteklenmesi gerekirken sekteye uğratıldığını belirten Özbenli, “Uluslar arası arena bakımından stratejik bir konumda bulunmasına rağmen, dünyanın yeni gözdesi olan denizcilik alanında imkanlarını yeterince kullanamayan Mersin, bu alandaki büyük yatırımları adeta göz göre göre kaçırıyor. Bu da bizi üzüyor. Oysa bu yatırımlar Mersin’in çehresini değiştirebilir, özellikle de istihdam alanında önemli çözümler sunabilirdi” diye konuştu.

TAŞUCU’NA TERSANE NEDEN ÖNEMLİ VE GEREKLİ?

Taşucu’na yapılması planlanan tersane büyük önem taşıyor. Doğu Akdeniz’de arızalanan yabancı gemilerin bakım ve onarım için gidebilecekleri yalnızca iki liman olduğu biliniyor. İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi.  Türk gemilerinin ise Marmara’ya dönmeleri gerekiyor. Taşucu SEKA’da bir tersane yapılması İsrail ve Kıbrıs’ın işine gelmiyor. Tersaneden sonra yat imalat sanayinin de yapılması bu sektörü elinde tutan Malta ve Hırvatistan’a rakip olacağından bunun da istenmediği kaydediliyor.

Öyle ki, Doğu Akdeniz’de bir tersanenin yapılması stratejik yönden önemi konusunda Milli Güvenlik Kurulu da ülke güvenliği için tavsiye kararında bulunmuştu.

TERSANE PROPAGANDASININ ARKASINDAKİ ALMAN VAKFI!

Buranın engellenmesinde başrolde olan Alman Heinrich Böll Vakfı’dır. Bergama altın madenlerine de karşı çıkan Alman Heinrich Böll Vakfı ve karşı açılan davanın bilirkişisi Taşucu Tersanesi’nde bilirkişilik yapan aynı kişidir. Bu kişi, Alman Vakıfları ile bağı mahkemede dava konusu olmuş ve bilime aykırı rapor vermesinden ve Vakıf ilişkilerinden 3 yıl hapis istemi ile yargılanıyor. Dava dosyasında şikayetçi konumundaki Alman Yeşiller Partisinin kurucularından, altın madenciliğine karşı olan tavrıyla bilinen ve Alman Vakıfları ile FIAN adına faaliyet gösteren temsilcinin bilirkişi ile daha önce görüştükleri ve altın madenini engellemeye yönelik tüm eylemleri organize ettiği, eylemlere katılınması için maddi destek sağladığı belirleniyor.

Taşucu SEKA tesislerindeki beton alanın tersane yapılmaması için bilirkişi tarafından verimli tarım arazisi raporunun aynı kişi tarafından verildiği hafızalarımızda; keza burada engelleme çalışmalarının arkasında Alman Heinrich Böll Vakfı ve Greenpeace örgütünün olduğu da biliniyor.

Almanya’nın her tarafında tersaneler olmasına ve denizi en az kirleten işletmelerin tersaneler olduğu bilinmesine rağmen, bu sanki bizim ülkemizde farklıdır. Ne kadar ilginçtir ve ibret alıcıdır ki Doğu Akdeniz’deki son tersane 700 yıl önce Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Alanya’da yapılmıştı.

Uzun bir aradan sonra SEKA Limanı’na tersane konusu bugün tekrar gündeme geldi. Tabii yine aynı çevreci tepkilerle. Yine felaket tellallığına başlanmış inşaat ve işletme esnasında çıkacak zehirli gazların ve ağır metallerin yaratacağı hava, toprak, deniz kirliliğinden söz edilmekte.

Ne kadar gariptir ki özellikle tersanelerle dolu Almanya’yı etkilemeyen tesisler burada zarar verecek.

Paylaşın:
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2020 Sansasyonel Haber Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.