Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2019 Yılı Haziran Ayı Toplantısı İkinci Birleşimi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi.
Meclis’te Suriyeliler sorunu da gündeme getirildi. CHP’li
Mudanya ve Gazipaşa Belediyelerinin Suriyeli mültecilerin plajlara alınmaması
kararının ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin de bu konuda nasıl bir
tavır alacağı merakla bekleniyordu.
Kentte yaşayan Suriyelilerin, vatandaşları ekonomik,
sosyal ve kültürel birçok sorun ile karşı karşıya bıraktıklarını dile getiren
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Suriyeli konusu önemli bir
konu. Suriyeli misafirler terimini bilerek kullanıyoruz çünkü hukuki olarak
mülteci veya sığınmacı diyemiyoruz. Sayıları resmi kayıtlarda 200 bin. Gayri
resmi 300 binin üzerinde. Çok önemli bir rakam. Mersin nüfusunun 1 milyon 800
bin olduğunu düşünürsek, yaklaşık olarak onlarla beraber 2.2 milyona çıkıyor.
Her 5 kişiden biri Suriyeli misafir. Birçok ekonomik, sosyal, kültürel
sorunlarla bizleri karşı karşıya bırakıyorlar. Bunları nasıl çözebiliriz,
üstesinden gelebiliriz, eminim ki onlar da böyle bir durumla karşılaşmak
istemezdi. Kimse vatanından uzak kalmayı, savaş çıkmasını, çoluk çocuk
topraklarını, vatanlarını, evlerini terk etmeyi istemez. Bu olayın iki boyutu
var. Bir sorunlar bütünü olarak bakmak lazım. Ekonomik, sosyal ve siyasal
olarak. Diğer taraftan insani boyutu var” dedi.
Suriyelilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan
Seçer, “Bu konuda değerlendirmeler yaparken beş düşünüp bir konuşmak lazım.
Onun için dikkatli konuşacağım. Çünkü bu kentte bir vatandaşın tırnağına taş
değse sorumluların başında ben gelirim. Böyle bir şeyi asla arzu etmeyiz. Burada bizim için esas olan huzur. Huzurlu yaşamak
istiyoruz. Belediyemizin Suriyeli misafirlerle ilgili bir yardım kalemi yok.
Benim öyle bir çalışmam da yok. Bundan sonra da olmayacak. Ben bütçemden
Suriyeli misafirlerle ilgili yardım yapmam. Benim vatandaşlarım için kıt kanaat
bütçe içerisinden onlara sunduğum hizmet ancak onlar için spesifik bazı özel
çalışmalar olabilir. Ama burada benim
sıkıntım şu. Bana Ankara’dan gelen hakkım 1 milyon 800 bin nüfus üzerinden
geliyor. Oysa ben 2. 2 milyon kişiye hizmet olarak sunuyorum. Burada tabi
toplumun şikâyeti var. Bizim bazı tedbirler almamız lazım. Örneğin 400 bin
kayıt içi kayıt dışı vatandaşlar var. Bunlar çalışma hayatında ve istihdamda
sorun yaratıyor. Çünkü kayıt dışı istihdama sebep oluyor. Benim odam her gün iş
bulma umuduyla gelen kendi yurttaşımla dolup taşarken, diğer taraftan kayıt
dışı işsizlik almış başını gitmiş ve başrolde de Suriyeli misafirler var. Bu
sorun mu sorun. Diğer taraftan esnaf siftahsız dükkân kapatıyorum diyor.
Bakıyorsun onlarca esnaf var, ruhsatı yok. Bu ilçe belediyelerinin de, benim de
sorumluluk alanımda. Denetimi yapacağız. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.
Kendi elimizle kendi vatandaşımıza zulüm ediyoruz. Bunu ortadan kaldırmamız
lazım” şeklinde konuştu.
“HER TARAF ARAPÇA TABELA, KARDEŞİM TÜRKÇEM VAR, TÜRKÇE’Yİ KULLAN”
Suriyeli sorununun ardından, Arapça tabelalar hakkında da
açıklamalar yapan ve bu tabelaların görüntü kirliliğine sebep olduğundan
bahseden Başkan Seçer, ‘Her taraf Arapça tabelalar. Kardeşim Türkçem var, Türkçe’yi
kullan’ dedikten sonra meclis üyeleri tarafından alkışlandı.
Başkan Seçer, tabela kirliliği konusunda Göç İdaresi
tarafından uyarı aldıklarını dile getirerek, “Göç idaresi bu kenti tabela
açısından düzene koyalım demiş. Bana ileti geldiği andan itibaren yetkili
arkadaşlarımı çağırdım, hemen bir komisyon kurduk. Kentin kimliğini oluşturalım
dedik. Herkes her yere tabela asmayacak. Büyükşehir’in bir standardı olacak.
Rengi, ebadı, boyutu, nereye asılacağı, sokak tabelaları, her şey bu kent kimliğine
uygun olacak. Onun dışına kimse çıkmayacak. Benim onun gelirinde falan derdim
yok. Oradan alacağımız 3 kuruş reklam ve tabela vergisi değil. Her taraf Arapça
tabelalar. Kardeşim Türkçem var, Türkçeyi kullan. Kendi vatandaşının anlayacağı
dil ile yaz. Gidin Avrupa’ya binlerce Türk yaşıyor. Öyle çok Türkçe tabela
göremezsiniz. Almanya’da Almanca, gidin Londra’ya İngilizce ya da Hollanda’da Felemenkçe
tabelalar var. Biz saldım çayıra Mevla’m kayıra. İstediği yere istediği
tabelayı istediği dil ile asıyor. Bu görsel kirliliği ve kültürel karmaşayı
ortadan kaldıracağız” dedi.
Büyükşehir Belediyesi olarak herhangi bir zümre ile
alakalı özel bir tasarrufta bulunamayacaklarını sözlerine ekleyen Başkan Seçer,
“Bazı belediyeler Suriyeli misafirleri plajlara sokmuyor diyorlar. Böyle bir
karar alamayız. İnsani olarak da doğru değil, Türk yasalarına göre de uygun
değil ve anayasaya aykırı bir durum. Zaten böyle yasak getirme gibi gayri
insani bir tutum içerisinde olamayız. Ama bir standarda oturtup, denetim
yapabiliriz. Bu kentte yaşıyorsa belirli kurallar çerçevesinde yaşamını
sürdürmek zorunda. Bana Suriyeli sorununu nasıl çözeceksin diye soruyorlar. Bir
kere bu sorun yeni bir sorun değil. 2011
yılından bu yana Suriye’de hiçbirimizin arzu etmediği bir sorun söz konusu.
Arap Baharı sürecinin devamı. Ben bu konudaki en mahrem konuşmaları biliyorum.
Hep uyardım, hep ikaz ettim ama her geçen gün sorun katlanarak bu hale geldi.
Bu sorunu ben çözemem. Bu sorunu çözecekse Ankara’nın içinde bulunduğu
Ortadoğu’ya şekil veren ülkeler çözecek. Bu insanlar oraya gidecek ve kendi
vatanlarında yaşayacaklar. Bunun alt yapısını ben yapamam. Ben belediye başkanı
olarak görev ve yetkilerim dâhilinde o misafirlerin burada burnunun kanaması
için ve o misafirlerin de ev sahibini rahatsız etmemesi için her türlü tedbiri
alırım. Öncelikli hakkım bu iki hak. Hem ev sahibini Mersinlileri korumak, hem
de misafirleri korumak. Bundan sonrası detaydır ve bundan sonrası Ankara’nın
sorunudur. Umut ediyorum bu sorun en kısa sürede çözülür. Bu sorundan en çok
etkilenen iller en başta kurtulur diye umut ediyorum” diye belirtti.