Mersin’in tanınmış Gazetecilerinden Avukat İzzet Uludağ, CHP’nin üst yönetimine bomba eleştirilerde bulundu. Uludağ, “Ülke işgal edilse bile umurlarında olmayan kişiler partinin tepesinde bulunuyorlar, kendi aralarındaki kişisel çıkarlardan kaynaklanan kavgaları da sadece partiyi değil ülkemizi de yiyip bitiriyor” dedi. İşte İzzet Uludağ’ın o yazısı:
CHP’NİN DÜŞMANLARI, PARTİNİN İÇİNDE VE TAM DA EN TEPESİNDEDİR
Asla fikri, teorik ve ideolojik yapıları ile de CHP’li olmayan kişiler, Sayın BAYKAL’a görünen ancak esas olarak Atatürk’ün kurduğu CHP ve Türkiye’ye ABD tarafından FETÖ eliyle kurulan kumpas sonrasında partiye tepeden indirilerek yerleştirilenler, şu anda Atatürk’ün devrimci programının reddedildiği CHP’nin başında, en yetkili makamlarda bulunuyor.
Bunlar, sadece CHP’nin değil, Atatürk’ün de Türkiye’nin geleceğinin de düşmanlarıdırlar….
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın ateşi içinde devrime önderlik eden, tam bağımsız, üreten ve büyüyen bir Türkiye yaratan CHP’si, bugün bütün belediyelerinde yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığı bu duruma düşecek bir parti miydi?
Açıkça yazıyorum, bu duruma gelmemizin nedenlerinden biri de Atatürk’ü ve devrimci çizgisini bilmemek, her söylenenin ülkeye yarar sağladığını sanmak, zarar verip vermediğini kavrayamamaktan olduğu ortadadır.
2021 yılına kadar CHP üyesi olan ve şu andaki çizgisini Atatürk’ün halkçı çizgisi yerine dönüştürerek zengini daha zengin yapmaya yönelmiş serbest piyasa ekonomisini savunduğunu gören ve eleştiren biri olan bana, sanki kendisi CHP programının ATATÜRK’ten bu yana hep böyle olduğunu sanan cahiller ya da kişisel çıkarlarını öne çıkaranlar tarafından “sen CHP’li bile değilsin” diyorlar.
Evet, CHP’den istifa ettim.
Çünkü bugünkü CHP üst yönetimi, artık Atatürk’ün yolundan, çizgisinden çok uzakta bulunmaktadır.
Ülke işgal edilse bile umurlarında olmayan kişiler partinin tepesinde bulunuyorlar, kendi aralarındaki kişisel çıkarlardan kaynaklanan kavgaları da sadece partiyi değil ülkemizi de yiyip bitiriyor.
İçinde bulunduğumuz başta ekonomik olmak üzere, askeri, toplumsal vb sorunların bir türlü çözümleyemediği kötü durumlardan yararlanarak sadece Erdoğan düşmanlığı ve karşıtlığı üzerinden kendisi de aynı programı savunan bir partiye dönüşenler, Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözebileceğini ortaya koymadan, üreten ve büyüyen, ABD’nin ülkemizi işgal dâhil yarattığı ve yaratacağı bütün tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeden sorunların giderek çözülebileceği bir ortama doğru ilerleyemeden olduğumuz yerden her geçen gün daha kötü olarak böylece iktidar olabileceğini sanıyorlar.
Olsalar bile ellerinde halkın refahı için uygulayacak bir programı olmayan, kendi içinde kavgalı birileri tarafından yönetilenlerin daha iyi olmayacağını düşünmüyorlar.
Tek çare Atatürk’ün 1930’lu yıllardaki dünyada en hızlı büyüyen iki ülkesinden biri olan Türkiye’yi yeniden inşa sürecine ulaşmak olduğunu bile görmeyenler de var elbette.
Atatürk, 1936 yıllarında TBMM başkanı Recep Peker’e bir seferinde “CHP’nin her zaman benim partim olacağını nereden bilebilirim ki?” demişti.
Atatürk’ün öngörüsü, bu geleceği görebilecek kadar yüksektir.
CHP ve Atatürk’ün Türkiye’si düşmanları, esasen partinin tam da içindedir.