Hoşgeldiniz  

MERSİN BAROSU’NDAN HÜKÜMET’E SON KHK UYARISI

admin | 26 Aralık 2017 | Gündem, Son Dakika, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+

Mersin Barosu Başkanı Ali Er, yaptığı yazılı açıklamayla 695 ve 696 sayılı olağanüstü hal KHK’larını değerlendirdi.

Açıklamasında, ülkemizin 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ örgütünce düzenlenen hain bir darbe girişimine maruz kaldığını ve sonucunda darbenin kontrol altına alınması ve ülke güvenliğimiz amacıyla olağanüstü hal ilan edildiğini anımsatan Baro Başkanı Er, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasamızda düzenlendiği gibi bir hukuk devleti olup, kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemiştir. Bu prensibe ve Anayasamıza göre Yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM tarafından kullanılır. Olağanüstü hal ilanından bu yana çıkarılan KHK’ larla olağanüstü hal süreci ile ilgili olan düzenlemelerin yanı sıra, yasa ile düzenlenmesi gereken ve olağanüstü hal süreci ile ilgisi olmayan konuların da düzenlendiğini görmekteyiz. Anayasamızda Olağanüstü Hal KHK’ları ile düzenlenmesi öngörülen konuların dışına çıkılması anayasada öngörülen hukuki sınırların aşılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle olağanüstü hal KHK’ların yasal ve anayasal çerçevesine çekilmesi gerekmektedir” dedi.

 

Er açıklamasını şöyle sürdürdü:

 

“696 Sayılı KHK nın 37. maddesinde “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumlu olmayacağı“ hükmü getirilmiştir.

 

İÇ GÜVENLİK TEHLİKEYE GİREBİLİR

 

Anayasamıza göre, devletin yetkili kıldığı kurum ve resmi kişiler güvenliği ve asayişi sağlar. Resmi kişi ve kurumlar yerine, resmi bir sıfatı olmayan kişilere de güvenlik sağlama yetkisi verilmesi hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır ve ülkemizi son derece tehlikeli sonuçlarla karşı karşıya bırakabilecek bir düzenlemedir. Oldukça hassas bir dönemden geçtiğimiz bu süreçte, resmi sıfatı olmayan kişilere güvenliği sağlama yetkisi verilmesi ve yargı denetimi dışında bırakılması ülkemizin iç güvenliğini tehdit edici sonuçlara yol açabilir.

 

TEK TİP KIYAFET KARARI DA ELEŞTİRİLDİ

 

696 Sayılı KHK’ ların 103. maddesiyle tutuklu ve hükümlülere tek tip kıyafet giyme zorunluluğu getirilmektedir. Bu durum ceza hukukunun temel prensiplerinden “ masumiyet karinesi “ ve “ adil yargılanma hakkı “ ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Ancak yapılacak yargılama sonunda suçluluğu hükmen sabit olacak, belki de beraat edecek şahıslara belli bir suç tipine özgü tek tip kıyafet giydirilmesi masumiyet karinesinin ihlali anlamına gelmektedir. Bu düzenleme yine, Anayasanın 38/4 maddesinde yer alan ‘’suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz’’ hükmüne ve Anayasanın 17/3 maddesinde yer alan ‘’kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz’’ hükmüne de aykırıdır.

 

Açıklanan nedenlerle, olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinde anayasamızda öngörüldüğü şekilde olağanüstü halin gerekli kıldığı düzenlemelerin yapılması, olağanüstü hal ile ilgisi olmayan düzenlemelerin yapılmaması, düzenlenen kanun hükmünde kararnamelerde hukuk devleti, evrensel hukuk ilkeleri ve kuvvetler ayrılığı prensiplerine uygun hareket edilmesi gerekmektedir” ifadesini kullandı.

Paylaşın:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

KÖŞE YAZARLARI
© 2017 Sansasyonel Haber Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle