MERSİN BARO BAŞKANI ALİ ER PROVOKASYONA MÜSAADE ETMEDİ!

Mersin Barosu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile baro binasında açıklama yapılırken, kürsüden yapılacak referandum provokasyonunu Baro Başkanı Ali Er engelledi.

Mersin Barosu’nda sol görüşlü bir grup avukatın Baro koltuğunu kaptırmasının hazımsızlığı sürüyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Baro’da yapılacak olan basın açıklaması sırasında kürsüyü işgal ederek, program dışındaki metni okumak isteyen Avukat Şilan Türk’ü kolundan tutarak kürsüden uzaklaştıran Baro Başkanı Ali Er, kürsü işgalini engelledi.

Şilan Türk’ün kürsüde Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu’nun (TÜBAKKOM) bildirisini okuyacağı bildirildi. Türk, baro kadın komisyonunun hazırladığı metinde kadına yönelik şiddete “Hayır” cümlesinde bulunan “Hayır” kelimesini büyük harflerle yazdıkları için baro başkanı tarafından metnin okutulmayacağının kendilerine söylendiğini iddia ederek, bu nedenle baro kadın komisyonunun istifa ettiğini söyledi.  Konuşma yapmasına müsaade edilmeyen Şilan Türk ve beraberindekiler toplantı salonunu terk etti.

“BAROLARA NEDEN DAYATMA YAPIYORSUNUZ?”

Yaşanan olayların ardından konuşan Mersin Barosu Başkanı Ali Er, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) bildirisinde sıkıntı olmadığını ifade etti. Er, “Sadece hayır kelimesi büyütülerek basına dağıtılmak isteniyor. Şu gündemde, neden ‘hayır’ı büyütüyorsunuz? Gündemde olan bir konu, hassas olan bir konu, evet de olsa aynısını yapardım, hayır da olsa aynısını yapardım. Niye barolara baskı yaparak bunu okutma gereği duyuyorsunuz? Kimse barolara bu metni dayatamaz. Baroların kendi bağımsızlığı vardır” dedi.

Mersin Barosu’nda bir grup sol kesimi temsil eden avukat, daha önce de Baro yönetimini 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde sessiz kalmakla suçlamıştı. Mersin Barosu’nun “öncü baro” olduğunu savunan bir grup sol görüşlü avukat, yönetimden Hayır’ı destekler açıklama beklediklerini ifade etmişlerdi. Özellikle Ak Parti iktidarı döneminde yoğun muhalif çizgide ön planda yer alan Mersin Barosu’nun yeni yönetimine yapılan bu baskı, vesayet rejiminin sürdürülmesi olarak yorumlanmıştı.

Kaynak: Politikyol