HARUN ARSLAN YAZDI… “MTSO” ve YASAKLARI…

MTSO son toplantısını basına kapalı yapmış.

Bu benim için yeni bir şey değil. Son iki yıldır MTSO ile ilgili hiçbir haber bana yollanmıyor;  hiçbir etkinliğinden haberdar olmuyorum ve davet edilmiyorum. Bu sansüre daha kaç kişinin, kurumun ve yazarın muhatap olduğunu da bilmiyorum.

Bir kent yazarı olarak, yaşadığım kente faydalı olmak üzere bilgi ve donanımımı hemşerilerimle paylaşmaya çalışan bir Mersinli olarak kendimden söz etmekten hoşlanmam; fakat konuyu sizlerle daha açık paylaşmak, dürüst ve vicdanlı bir mantık üzerine kurmak için kendimle ilgili bir şeyler anlatmama izin veriniz…

Özellikle son 10 yıldır Mersin’in sorunları, projeleri, yatırımları ve geleceği ile ilgili kafa yoran ve bunu köşe yazılarına döken hem ilgili şahıslara hem de yazılı basında ve sosyal medyada yayınlayan bir kişiyim. Son 10 yılda Mersinle ilgili 2500 civarında köşe yazısı yazdım.

Ulusal basında da Mersin yararına yazılarım kullanıldı.

Ayrıca 35 yıldır MTSO üyesiyim. 35 yıldır aidat ödüyorum ve ciromun bir kısmı da MTSO’ya yatırılıyor.

2005 yılında Mersin ile ilgili konularla daha çok ilgilendiğim için ticari faaliyetlerimi önemli ölçüde azalttım.

En son yoğun ticaret yaptığım 2004 ve 2005 yıllarında üst üste vergi sıralamasında Mersin genelinde ilk 100 içerisine girdim.

Yani MTSO’ya en fazla ödeme yapan kişilerin başında geliyorum.

Sırf bu yüzden dahi yurt dışı gezileri, davetleri, fuzuli tüm harcamaları, gereksiz gördüğüm ödemeleri sorgulama hakkım var diye düşünüyorum.

Defalarca MTSO’yu eleştirdim, sorular sordum, bilgi almak istedim. Maalesef hiçbir soruma cevap alamadım.

En son ısrarla sorduğum soru: 536.000 olarak açıkladıkları Mersin’e gelen yabancı turist sayısının doğruluğu konusunda idi. Turizm Müdürlüğü’nün kayıtları 19.000. turist diyor. Bunun dahi cevabını alamadım. Gerçekleri karartırsak yanlışlarla bir başarı elde edemeyiz ve bu kentin turizmi yerlerde sürünür.

Maalesef yönetim kurulundan da bu konuya ilişkin herhangi bir cevap alamadım.

Buna karşılık eleştirilerim yüzünden MTSO Turizm Platformu Başkanı tarafından yargıya gidildi.

MTSO Başkanı’nın da tüm ailesinin sosyal medyada -bende şu anda kayıtlı olan- iftira ve hakaretlerine ve de –bilinen kent dinamiklerinin yanında- tehditlerine maruz kaldım.

Konuyu ilettiğim iyi tanıdığım bazı yönetim kurulu üyelerinin de kayıtsız kaldığını ve artık oradaki düzenin bir parçası olduklarını üzülerek gördüm.

Yazılarımda ayırt etmeden her kurum ve kişi üzerinde yapıcı eleştirilerde bulunurum. Asla hakaret içeren, yaralayıcı, incitici, onur kırıcı bir ifade kullanmam.

MTSO dışında da Vali ve Belediye Başkanları dahil herkes yapıcı eleştirilerimi dikkate almıştır.

Bütün yaşamım mücadele ile geçti. Her işte en iyisini yaptım, hep başarılı oldum. Hiçbir zaman geri adım atmadım. Hiçbir işi yarım bırakmadım. Yaptığım çeşitli işlerde ve konularda hiçbir zaman ikinci olmadım. Bilmediğim, anlamadığım konuları öğrenmeye, kavramaya ve kentim için daha faydalı olmaya çalıştım.

Şimdi kurumsal olarak tüm MTSO yönetimine soruyorum:

Mersin için kaygı duyan, yüzlerce makale yazmış, çok büyük ticari faaliyette bulunmuş, vergi sıralamasına girmiş, ticari faaliyetinde Türkiye birincisi ve Türkiye’yi temsilen dünya birincisi olmuş 35 yıl Odaya ödeme yapmış bir tüccar, yazar ve kent sevdalısı bir kişi olarak sizce MTSO’dan iki yıldır haberleşmemin kesilmesi, bilgi yasağı getirilmesi doğru mudur?

Sonuçta hepimiz bu kent için, bu kentte yaşayan insanların faydası için çalışıyor, düşünüyor, yazıyoruz. Yanlışımız, eksiğimiz, kusurumuz olabilir; ama müzakere ederek, konuşarak, gerekirse sert tartışmalar yaparak meselemiz ne ise çözüm ararız. Ama hakaret, tehdit, şantaj gibi bel altı vuruşlar en başta sahibine zarar verir. Kaldı ki kent içinde kurumsal kişiliğimizle de örnek olmalıyız ve bilmeliyiz ki şu kentte herkes birbirini iyi tanır ve hiçbir mesele gizli değildir.

Öyleyse açıklık, dürüstlük, saygı hepimiz için korunması gereken değerlerdir. Görevler gelir geçer; hayatlar sona erer… Bakınız geçen hafta içinde iki kıymetli MTSO eski Meclis Başkanımızı kaybettik; Allah’ın rahmeti onların üzerinde olsun…geriye hatıralar ve hizmetler kalacaktır.

Bu anlayış ve değerlere bağlı olarak MTSO gibi önemli, kıymetli bir kurumumuzun daha dikkatli ve  misyonuna yakışır bir imajla  kente hizmet vermesini beklemek hepimizin hakkıdır.

Mesele de sadece bundan ibarettir.

MTSO’nun kurumsal başarısı hepimizi sevindirir; orada çalışan, hizmet veren her bir kardeşimizi de kıymetle anarız. Bu gereksiz, anlamsız gerilimin kurumsal yapıda da sıkıntı yarattığından eminim; ama bu güçlü yapı elbette kendi içinde çözümünü üretecek donanımdadır. Benim bir üye olarak, bir Mersinli olarak, kent yazarı olarak iyi niyetli, açık ve dürüst beklentim zaten olması gereken şeylerdir.

Geride ailemize, çocuklarımıza, kurumumuza, kentimize emanet edeceğimiz hatıralarımız ve hizmetlerimiz için yaşarken biraz daha özenli, dikkatli ve saygılı olmaya çalışmak zorundayız.

MTSO’ya ve orada hizmet üreten herkese kolaylıklar, iyilikler diliyorum.