Hoşgeldiniz  

YEREL GAZETECİLERE BOL KESEDEN PARA DAĞITAN ALMAN VAKFI NEDEN VAR?

admin | 11 Mart 2017 | Dünya, Genel, Son Dakika, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+

Almanya ile başlayan gerginlik Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıflarını bir kez daha gündeme taşıdı. Necip Hablemitoğlu suikastıyla tartışılmaya başlanan Alman Vakıfları, gerilen ilişkilerden sonra bir kez daha gündeme geldi. Kamuoyu OHAL döneminde bu vakıfların kapatılmasını istiyor.

Almanya ile gerilen ilişkiler gözleri bir kez daha Türkiye’de yoğun faaliyet gösteren Alam Vakıflarına çevirdi. Bu vakıfların zararlarını ve faaliyet alanlarını en iyi deşifre eden kişi Necip Hablemitoğlu 2002’de bir suikast sonucu öldürülmüştü. Özellikle Bergama’daki altın çıkarma faaliyetlerini sıkı bir takibe alan Hablemitoğlu orada yaşanan büyük oyunu kitabında deşifre etmişti.

 

2011 yılında da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıflarının PKK başta olmak üzere birçok terör örgütünü maddi yardım yaptığını iddia etmişti. Zor bir dönemden geçen Türkiye’de kamuoyu iç ve dış baskılarla boğuşurken, Almanya merkezi hükümetinin desteklediği bu vakıfların ülkedeki faaliyetlerinin sonlandırılmasını istemeye başladı.

 

Almanlar’ın en ünlü vakfı olarak Konrad Adenauer Vakfı Türkiye’de ciddi çalışmalar yapan bir vakıf olarak öne çıkıyor. Özellikle gazetecilere yaptığı “büyük bağışlar ve desteklerle” dikkat çeken Vakıf, tüm Dünya’ya barış ve özgürlük için bu faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla çalışmalarını sürdürüyor. FETÖ soruşturması kapsamında gözaltı kararı çıkan ünlü gazeteci Can Dündar’ın Almanya’da olması da vakfın Türkiye’de kurduğu ilişkilere bakıldığında tesadüf olarak yorumlanamıyor.

 

KİM BU KONRAD ADENAUER?

 

Konrad Adenauer, Katolik bir hakimin oğludur. Aynı zamanda, Alman İmparatorluğu’nun birliği çerçevesinde bir Batı Alman Federal Devleti’nin kurulmasını öneren isimdir. Prusya Devlet Konseyi’nin başkanlığını yapmıştır.

Nazi Almanyası’nda Gestapo tarafından tutuklanmış ama sonra serbest bırakılmıştır.

Adolf Hitler’e yönelik 1944’teki 20 Temmuz Suikastı sonrası bir kez daha tutuklanmıştır.

1945 yılında ise Amerika tarafından Köln Belediye Başkanlığına getirilmiştir.

Ve Hıristiyan Demokrat Parti’nin (CDP) Kurucu-Yönetim Kurulu Üyesi ve Almanya Federal Cumhuriyeti’nin de ilk şansölyesidir.

 

Konrad Adenauer Vakfı uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Özellikle basına yaptığı maddi destekler, verdiği eğitimler hep dikkat çekmiştir. Vakıf senedinde amacını, “Barışı, özgürlüğü kollamak, demokrasiyi ve insan haklarını hayata geçirmek, kendi kendine yardım olanaklarını güçlendirerek yoksulluğa karşı savaşmak ve doğal yaşam kaynaklarını korumak” olarak açıklar.

 

Bu vakıf, 35 yıldır dünyanın her tarafında partnerleriyle birlikte Almanya adına çalışmaktadır. Vakıf, danışmanlık ve eğitim programlarına, yayın faaliyetine, eğitim malzemesi teminine, politik bilimler, toplum bilimleri ve ekonomi alanlarında bilimsel araştırmalara maddi destek sağlamaktadır.

 

Türkiye’de ise gazeteciler cemiyetleri vasıtasıyla faaliyetlerini yürüten Vakıf, “Yerel medyaların güçlendirilmesi ve yapılandırılması (TGC ortak projesi – Türkiye Gazeteciler Cemiyeti)” başlığıyla medya ile yoğun ilişkiler kurdu.

 

HABLEMİTOĞLU, BASINLA VAKFIN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA DÖKMÜŞTÜ: “GÖRÜŞMEDİKLERİ YEREL BASIN KALMAMIŞ!”

 

Alman Vakıflarının Türkiye’deki faaliyetlerine dikkat çeken Necip Hablemitoğlu, Konrad Adenauer Vakfı ile yerel medya ilişkilerini şöyle anlatır: “Konrad Adenauer Vakfı, yerel medya ile öylesine sıkı bir ilişki kurmuştur ki, Vakıf Temsilcisi Dr. Schönbohm, çok iddialı biçimde basına “görüşmediğim yerel basın kalmadı” biçiminde iddialı demeçler vermektedir. Bu kapsamdaki faaliyetlerde, Türk ve Alman yerel gazetecilerin katıldıkları seminerler, Türk gazetecilerinin “bilgi ve görgülerini artırmaya yönelik Almanya ziyaretleri” ağırlıklı yer işgal etmektedir. KAV, bu alanda tek “burnunu sokmadığı” alana da el atmış ve 22-23 Haziran 2000’de Kemer/Antalya’da “Uluslar arası İhtilafların Çözümü Konusunda Medyanın Rolü” konulu seminere Türk, Alman ve Yunan gazetecilerinin katılımını sağlamıştır. 14 Vakfın, destek verdiği projelerin yanı sıra, yayınları da mevcuttur. 2000 Yılında vakıf yayınları arasında çıkan kitap sayısı 14’tür.”

 

RAMOĞLU: “GAZETECİ KILIĞINDA AJANLIK VE PROVOKATÖRLÜK YAPIYORLAR”

 

Sabah Gazetesi Güney Temsilcisi Ersin Ramoğlu ise Konrad Adenauer Vakfı ile ilgili şunları söyledi: “Antalya’da düzenlenen Türk-Alman Gazetecilik Semineri’nde Kuzey Afrika/Ortadoğu seçim sonuçları ve yeni medyanın rolü gibi güncel siyasi olaylar ele alınarak, meslektaşlarımızın beyni yıkanmaya çalışılmıştır. Alman vakıfları Türkiye’de cirit atıyor. Kimi gazeteci kılığında ajanlık ve provokatörlük yapıyor, kimi de çevreci kılığında teröre maddi destek sağlıyor. Altyapı işlerine maddi destek sağlayarak yer altında kanal açan Almanlar buralara kim bilir neler döşüyor? Erdoğan’ın Alman vakıflarıyla ilgili sözlerinden sonra telaşa kapılan Can Ataklı’nın, “Medyaya yeni bir operasyon dalgası mı geliyor?” cümlesini bu bağlamda iyi okumak lazım. Alman sermayeli bazı medya kuruluşlarının niçin İsrail ve Almanya’ya toz kondurmadığı galiba yavaş yavaş ortaya çıkıyor.”

 

MERSİNLİ GAZETECİLERE DE ÖDÜLLER VERİLDİ

 

1998 yılından bu yana Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği Yerel Medya Ödülleri’nin “ana sponsoru” olan Konrad Adenauer Vakfı, verdiği ödüller ve seminerlerle yerel medya başta olmak üzere basınla olan ilişkilerini üst düzeyde tuttu. Mersin’e de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Yerel Medya Ödülleri ile dalmaya çalışan Alman Vakfı, dönem dönem kent gazetecilerine verdiği ödüllerle dikkat çekmişti.

 

Paylaşın:
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

KÖŞE YAZARLARI
© 2017 Sansasyonel Haber Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle