Mersin’in önde gelen gazetecilerinden Deniz Tuncay Akkapılı, uzun zamandır devam eden ancak son günlerde bazı basın mensupları ve sosyal medyada dozu iyice kaçan Kocamaz düşmanlığı ile ilgili yazı yazdı. Akkapılı, “Kocamaz’a bir değil, iki değil sayısız “cepheden, cephanelikten “ namus ve ahlak ölçülerini yok sayan saldırılar hız kesmeden sürmektedir. Asla bir araya gelmez denilen kişi ve gruplar, Kocamaz’a hayasız saldırının “dayanılmaz hafifliği “ ve suç isnat etme kardeşliğinde bir araya gelmekte ve adeta bir “ ORGANİZE SUÇ/LAMA ÖRGÜTÜ “NE dönüşmektedir!” dedi.
Mersin’in önde gelen gazetecilerinden Deniz Tuncay Akkapılı, ajanspolitik.com sitesindeki köşesinden Burhanettin Kocamaz’ın son dönemde yaşadığı süreçle ilgili yazı kaleme kaldı. İşte Akkapılı’nın önemli tespitlerinin yer aldığı yazısı…
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ÇAĞRIMDIR: YENİ BİR SUÇ ÖRGÜTÜ; ORGANİZE SUÇ ..?
“ … Sussan olmuyor, susmasan olmaz, dillerimi hakim bey, bağlasan durmaz!.. “ Diyor, Hakim bey şarkısında!
Bunca Kitaptan, kitap ehlinden geliyorum. Hayatta birçok şey gördüm, yaşadım. Yaşadığımdan fazlasını okudum, dinledim!.. Bu dünyanın faniliğine erdim, sonunda!..
… Ve William Shakespeare’in 66.Sone’sindeki ( Can Yücel çevirisi) dizelerine döndüm; “ Değmez bu yangın yeri avuç açmaya değmez / Değil mi ki ayaklar altında inancın en seçkini/ Değil mi ki, doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın !.. “
… Burhanettin Kocamaz ile ilgili bugüne kadar çok yazmak, söylemek istedim. Bunu da gazeteciliğimden ziyade edebiyatçı bakışımla, derinlik ve erginlikle yapmak istedim. Lakin, kısmet olmadı, diyelim!.. Tembelliğin adını böyle koyalım. Ancak benim dışımda ne gazeteci ne de edeb/iyatçı olan bir çok zat-ı muhterem (!) (K)inciler döktürerek bugüne kadar ve devamla neler neler yazıp yayıyorlar!.. Ben “ duydukça “ utandım, onlar yaptıkça utanmadılar!..
… Evet, biliyorum, Yüksek yargının kararları, içtihatları mevcuttur; Politikacı, toplum önündeki kişiler, “ ağır eleştirilere de “ tahammüllü olmalıdırlar!.. Ağır eleştiri bu kapsamda suç oluşturmaz. Doğrudur, katılıyorum !..
… Ama Sayın Kocamaz için yazılıp yayılanlara baktığınız zaman, ne eleştiri ne de ağır eleştiri, düpedüz onura, namusa, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan, “ küfür “ sözler. Gece gündüz Yargı, Emniyet, Siyaset, Kamuoyu, Uydurulmuş / Kurgulanmış isnat ve iftiralarla TAHRİK edilmeye, “ gaza “ getirilmeye çalışılmaktadır. Ve “ karşıdakinden “ susması, pısması, uysal bir koyun gibi boynunu uzatması beklenmektedir!
… Evet yöneticilik ağır sorumluluğu olan bir iştir. Hele ki Belediye Başkanlığı ve hele de Mersin’de!..
Sayın Kocamaz bu göreve “ ateşler, yangınlar “ içerisinden geçerek, türlü baskılar, acılar, ihanetler çemberini yararak gelmiştir. Yıllar Kocamaz’ı değil; O’na haksız hukuksuz ve hatta vicdansızca saldıranları Kocatmış ve ama ne yazık ki uslandırmamıştır!..
… Mersin nice Başkanlar, yöneticiler gördü. Mersinli, tarihte, Başkanlara saf eleştiriden tutun da, akla vicdana sığmayacak kadar ahlaksızca yapılan saldırılara tanıklık etmiştir. Bazı Başkan sıfatında olan zatların bu baskı ve saldırılar karşısında nasıl sindiğini, silik/leştiğini, teslim olup beraberinde Mersin’i ve Mersin’in kaderini bu “saldırgan bezirganlara “ peşkeş çektiğini de bilir/iz!..
… Kocamaz’a bir değil, iki değil sayısız “cepheden, cephanelikten “ namus ve ahlak ölçülerini yok sayan saldırılar hız kesmeden sürmektedir. Asla bir araya gelmez denilen kişi ve gruplar, Kocamaz’a hayasız saldırının “ dayanılmaz hafifliği “ ve suç isnat etme kardeşliğinde bir araya gelmekte ve adeta bir “ ORGANİZE SUÇ/LAMA ÖRGÜTÜ “NE dönüşmektedir!..
… Akşam Kocamaz’a bir suç uydurup, yakıştırıp, sabah kendi uydurduğu bu suça, suçlamaya kendisi ve örgütü inanıp, yaygara koparanlara, sayın Kocamaz çok zaman sessiz kalmakta, bazen de kişiliğinin, ar duygusunun, namus ehli oluşu ve “ Yörük damarına basılması sonucu “ coşkun, edebi ve hiddetli karşılıklar vermektedir!..
… Suç herhangi bir yerde ya da kişide oluşabilir. Kimse bundan ari değildir. Bir insan elinde suçu delillendirecek verileri var ise bunu yargıya teslim etmek zorundadır. Aksi durumda suça ortaklık eder. Yok, eğer elinde böyle bir veri yok da “ desteksiz atıyor, yazıyor ve yayıyorsa” işte bu en büyük suç ve günahlardandır. Yargı bunu kaydeder, insan bunu kaydeder, Allah bunu bilir ve kaydeder!..
… İnsanlık tarihi kadar eskidir İftira ve İhanet!.. Ve ama insanlık tarihinden de eski ve ilahidir; Doğruluk için, hak ve adalet için, Namus ve şeref için; kaçmadan, yılmadan, bir adım geri atmadan; Savaşmak!..
… Sayın KOCAMAZ bir yılmaz Savaşçıdır bu uğurda!.. Ancak O da, ben Deniz de, siz de Beşeriz!.. Varsa hatamız, kusurumuz, suçumuz, cezasını şikayetsiz çekeriz!.. Ancak, şerefli, haysiyetli, namuslu her insan için; iftira, ikiyüzlülük, ihanet, vefasızlık, kendi menfaati için bir kentin, insanlığın menfaatini çiğnemek, bir Mücadele, bir “ Onur Savaşı “ nedenidir.
Kocamaz bu uğurda, bu yolda bir savaşım vermektedir ve çoğunca yalnızdır!.. Olsun, varsın yalnız olsun; Allah doğrularla birdir ya, O, buna iman etmektedir!..
… Devletimiz, Hükümetimiz, yargımız ve Bürokrasimiz dünkü çocuk değildir. ülkemiz, insanlarımız üzerinde dün ve bugün ne şeytani oyunlar oynandı, oynanıyor!.. Ve şeytanlarla ( !) işbirliği yapanlar dün/bugün “ kazandık “ sanıyor ve el ovuşturuyorlar!..
Hayır, bu Devlet, bu Hükümet, bu Millet durur durur ve sonunda kim hain, kim iftiracı, kim ORGANİZE SUÇ/LAMA ÖRGÜTÜ’NÜN üyesi Onları açığa çıkarır ve gereken cezayı verir!.. FETÖ ile mücadele ( yetmez ama EVET!) bu Devletin, bu Milletin derin Vicdanının tezahürüdür!.. ORGANİZE SUÇ/LAMA ÖRGÜTÜ’NÜN Çökertilmesi hareketidir!.
… Geçmişten ders alalım. Bugünden ders alalım. İnsanları, Çalışanları, üretenleri, kentine ve ülkesine hizmet etme gayretindeki yöneticileri asılsız, köksüz, soysuz, gerçekdışı ithamlarla yıldırmayalım, derim, o örgütün üyelerine!.. Yol yakınken Tövbe edin ve örgütünüzü lağvedin!..
İçişleri, yargı, Hükümet, Devlet ve ama en önemlisi İNSAN olan İNSAN; Organize Suç/lama Örgütü’nün, Sayın Kocamaz ya da herhangi birine karşı giriştiği bu Ahlaksız saldırılarına karşı daha fazla duyarsız kalmamalıdır. Kalmayacaktır !..
Bu bir Vebaldir. Ve sayın Kocamaz yalnız mıdır?.. Değildir!.. Zalimin ( İftiracının ) Zulmü varsa, Mazlumun ( iftiraya uğrayanın ) Allah’ı vardır. Ve de Allah Dostları!..
Kentimizin kaderi kendimizin kaderidir! Sayın Kocamaz bu Kentin Kaderindedir. Kentimiz, kendimiz, Kocamaz yalnız değildir!.. Aslolan Türk Toplumunun, Mersin’in yüksek ve vazgeçilmez geleceği ( Kaderi ise) bu inşada, bu ülküde, bu aşkta birlikteyiz!
“ Biz bu dünyadan gideriz / kalanlara Selam ederiz / Ama hep böyle kalacaksa bu dünya / kalanlara( yalanlara) haram ederiz “