MERSİN BASINI KENDİSİNE BAKACAK YENİ “MACİT” PEŞİNDE

Mersin basını için 15 yıllık Macit Özcan dönemi işlerin tıkırında gittiği dönem olarak tarihe geçti. 2014 seçimlerinin ardından Büyükşehir yönetiminin el değiştirmesiyle basının “refah kapısı” da kapandı. Mersin basınının Macit’in yarattığı şaşalı döneme geri dönmek için kendisine “2 Macit” bulduğu iddia edildi.

Macit Özcan dönemi Mersin basınının Lale Devri olarak adlandırılıyor. Bu dönemde Büyükşehir Belediyesi basın bölümünde tam 70 kişinin çalıştığı, bunların dışında bankamatik tabir edilen maaşlıların da bulunduğu Kocamaz döneminin ilk günlerinde bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından dile getirilmişti.

Maaşları ödenen gazetecilerin dışında bir de Büyükşehir imkanlarından Çay bahçesi, Otopark, Otogar olarak yararlananlar vardı. Bu gazetecilerin de rantı Kocamaz’ın gelmesiyle son buldu.

Şu anda Büyükşehir Belediyesi basın biriminde 19 kişi çalışıyor. Başka bir deyişle Macit döneminden gelen 51 kişi boşa çıktı. Diğer taraftan doğrudan ya da dolaylı başka isimler altında sahip oldukları Çay bahçesi, Otopark, Otogar gibi yerleri kaybeden patron gazeteciler de böylesi önemli bir rantı kaybettikleri için Kocamaz’ın karşısına muhalefet olarak geçtiler.

Şimdi bu mutlu dönemin son bulması ile yeni döneme ayak uydurulamıyor. Bu nedenle de Kocamaz yönetimindeki büyükşehir’e inanılmaz bir bombardıman başlattılar.

Macit Özcan döneminde “öğrenilen” bu taktik Kocamaz döneminde tutmayınca basın da büyük bir bocalama içerisine girdi. Özcan’dan biraz fazla “kopartmak” için Büyükşehir Belediyesi’ne vuran gazeteciler, Macit Özcan’dan 3-5 kuruş fazla alırlardı. Öyle bir olay var ki Mersin basınında efsaneler arasına bile girdi. Özcan’la sürekli uğraşan, çok yoğun muhalefet yapan ve şimdi haftalık o dönem günlük olan gazetelerden birisini Özcan, yakın arkadaşına “satın aldırarak” susturmuştu. Üstüne üstlük kendisine yoğun muhalif olan o gazetenin sahibine de kendi devraldıktan sonra “kendisini övdüren” köşeler yazdırmıştı.

Böylesi 15 yıl mutlu geçen bir dönemden sonra Mersin basınının geldiği durum ise içler acısıydı. Artık haber yapamayan, köşe yazısı yazamayan, düzgün Türkçe kullanamayan, abonesi olmayan, bayide satılamayan, okunmayan, iftira, karalama, maksatlı haberler yapan, itibarı olmayan bir basın meydana geldi.

YENİ MACİT’LER ARANIYOR

Mersin basınının “önde gelen isimlerinin” eski şaşalı Macit dönemine geri dönebilmek büyük bir arayış içine girdiği iddia ediliyor. Ve yine Mersin basının “önde gelen isimlerinin” 2 isim üzerinde uzlaştığı da öne sürülüyor.

“MTSO BAŞKANI AŞUT AK PARTİ’DEN ADAY OLSA NASIL OLUR?”

Kocamaz’lı Büyükşehir Belediyesi’nden ümidini kesen basın ilk olarak MTSO’ya bel bağladı. MTSO da kesenin ağzını açtı. Kendilerini destekleyen internet sitelerine bile ödemeler yaptı. Destekleyen basına yemek davetleri verdi. Her gün Başkanın resmi ile bir MTSO haberi görmek hemen hemen tüm gazete ve internet sitelerinde mümkün.

Basının önde gelen isimlerine bu yetmemiş olacak ki, Büyükşehir koltuğu için de MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’u “pompaladıkları” öne sürüldü. Aşut’un Ak Parti’nin Büyükşehir adayı olabileceği “yakın çevrelerin kulağına katılmaya” başlandı.

“TUNA’YA BÜYÜKŞEHRİ VER, LALE DEVRİ’Nİ TEKRARDAN YAŞA”

İşini sağlama almak isteyen Mersin basının önde gelen isimleri, Macit döneminde yaptıkları hatayı bir kez daha tekrarlamamak için 2 adaylı gitmeye karar verdikleri de ayrı bir iddia. Mersin’de güçlü partilerden MHP için de Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna’yı “kendisine Başkan adayı seçen” Mersin basının önde gelen isimlerinin bu doğrultuda “strateji belirlemek için” Başkan Hamit Tuna ile de görüşmeleri sıklaştırdığı sızan bilgiler arasında.

Hamit Tuna’nın da yerel basını “fazlasıyla” desteklediği biliniyor. Toroslar Belediyesi’nden hatırı sayılır bir bütçenin basına reklam ve abonelik olarak aktarıldığı kaydediliyor. Tuna’nın Toroslar gibi imkanları belli bir belediyeden Büyükşehir gibi devasa bütçeli bir makama “geçirtilerek” Mersin basınına Macit’li lale devrini tekrar yaşatacağı hayali, Mersin basının önde gelen isimlerinin sofra muhabbetlerinin en başında geldiği öne sürülüyor.