DERVİŞ SÖNMEZ YAZDI: “MİTİNGİ SAYISAL DEĞERLENDİRMEK, HEM İKTİDAR İÇİN HEM DE MUHALEFET İÇİN CAMBAZA BAKTIR! AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, ELİMİZDE ÖRNEĞİ BİLE VARDIR!”

Sansasyonel Haber İmtiyaz Sahibi Derviş Sönmez, Türkiye’nin “merakla” beklediği CHP Mersin mitingini değerlendirdi.

Mesele keşke sadece sayısal veriler olsaydı.

İlginçtir bu “hata”ya Cumhurbaşkanı Erdoğan da düştü. Yok katılım azdı, çoktu… Benim mitingime katılan daha fazlaydı, seninki azdı vs.

CHP Genel Başkanı ilk mitingini Mersin’de yapacağını duyurduğundan beri, tüm gözler zaten Mersin’e çevrilmişti. Ulusal ve yerel medya konuştu, durdu… Sosyal medya konuştu, durdu… Tüm siyasiler konuştu, durdu… Sokaktaki vatandaş konuştu, durdu… Hem de tam 81 ilde…

Velhasıl, bu kadar konuşulan, merak edilen, eleştirilen, desteklenen bir mitingin her halde 10-15 bin kişiyle yapılacağı düşünülemezdi. Mitingi yapan CHP… Ana muhalefet yani… İktidar adayı… Gerçekten böylesi önem atfedilen bir mitingi 10-15 bin kişiyle mi bekliyordu ki acaba kamuoyu? Ya da Cumhurbaşkanı?

Ya CHP’lilere ne demeli? Harikaydı, müthişti, millet aktı… En az 130 bin kişi vardı, herkes müthişti, bu sefer tamam! Siz de mi endişeliydiniz yoksa 10-15 bin kişi olacağından? Ya da o kadar mı güvensizdiniz partinize ya da partilinize?

Mitinge dışardan yani il dışından katılımlar olmuş. Yani… Olmayan bir miting var mıydı, oldu mu bugüne kadar… Partisi önemli değil… Her teşkilat ya da örgüt kendi liderini ve partisini illaki diri gösterecektir, göstermek isteyecektir. Antalya’daki bir mitinge Mersin akar, Mersin’deki mitinge Konya, Hatay’dakine Adana vs.

Ezcümle, sayılara göre otomatikman iktidar partisi “atanacaksa” tamam. Moral ve algı yönetimiyse, o da tamam…

Bir de sayılara takınılan kadar içeriğe de takılsak, nasıl olur ki acep!

Ne yalan diyeyim, kimse alınmasın bu diyeceklerimden… Ya da ne düşünülürse düşünülsün artık, film koptu gitti zaten…

Dedi ki Sayın Kılıçdaroğlu, hak eden çalışacak, hak, hukuk, adalet… Teminatı benim… Dedi ya…

Siz de hatırladınız mı yerel seçim öncesindeki “teminatı benim” lafını… Namus sözünü hatta.

“Tüm sorunları çözecek kadrolarımız hazır” dedi ya… Yolsuzluk, hırsızlık falan dedi hani… Adam kayırmaca, senin benim adamım dedi… Yok dedi, bitti artık dedi, Geliyor gelmekte olan dedi ya hani…

Türkiye’nin 81 ilindeki mitingi izleyenleri bilmem… Ne kadar heyecanlandılar, etkilendiler veya hiç umursamadılar bilmem… Ama Mersin’de yaşayan biri olarak bu sözleri, vaatleri, teminatları duyduğumda aklıma sadece ve sadece Mersin Büyükşehir yönetimi geldi.

O kadrolar hakkında çıkan iddiaları, siyasi tercihleri yüzünden işini kaybedenleri, Yargı kararlarının bile ciddiye alınmamasını, o kararların ısrarla uygulanmamasını, dibine kadar çalışanının hakkının yenmesini, Devleti yönetenler yaptı biz beş beterini yapabiliriz hakkımız denmesini, sadece toplumun bir kesiminden intikam alma hazımsızlığıyla büyütülen mezhepçi ve etnik yaklaşımları, kibirli bir yöneticiyi, o kibrin sınıflara göre bakış açısını, sadece yöneticilerle yakınlık/akrabalık ilişkisine göre mekân bile basmaları, iş ve ihale almaları, vaatlerin sadece söylemde kalmasını, hizmetsizliği, ısrarla bu hizmetsizliğin olmadığını söylemeleri ve buna gerçekten de inanmaları…

Hadi basitçe “tümevaralım.” CHP’li bir Büyükşehir yönetimi böyleyse CHP’li Devlet yönetimi böyle olur. Denir mi ki?