Uğur Dündar, Türk denizcilik tarihinin iki simge gemisini yazdı. Gülcemal’in ‘jilet’ olmasına sitem eden Dündar, Nusrat Mayın Gemisi’nin ise dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın büyük çabalarıyla müze olarak yaşatıldığını vurguladı.
Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar, köşesinde Türk denizcilik tarihinin simgeleri Gülcemal Vapuru ve Nusrat Mayın Gemisini ele aldı.
Bir dönem hastane gemisi olarak da kullanılan, mübadele yıllarında Selanik’ten binlerce mübadili Türkiye’ye taşıyan Gülcemal’in 1950’de parçalanarak hurdaya çıkarılmasına tepki gösteren Dündar, “Yabancıların elinde olsaydı bugün bir yüzen müze olurdu. Bizdeyse tarihe gömüldü. Parçalanan sadece demir değil, hatıralarımızdı” dedi.
“GÜLCEMAL’E YETİŞEMEDİK AMA NUSRAT’I KURTARDIK”
Öte yandan, Çanakkale Zaferi’nin 1 numaralı kahramanı Nusrat Mayın Gemisi’nin de aynı sonu yaşayacağını ancak dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın girişimleriyle kurtarıldığını belirten Dündar, “Kocamaz, gemiyi dört parçaya ayırarak Tarsus’a taşıdı, restore ettirdi ve müze-parkta sergilenmesini sağladı. Gülcemal’e yetişemedik ama Nusrat’ı kurtarmanın gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
İŞTE UĞUR DÜNDAR’IN NUSRAT İLE İLGİLİ YAZDIKLARI:
“18 Mart 1915’teki Çanakkale Deniz Zaferi’nin 1 numaralı kahramanı Nusrat Mayın Gemisi de Arena ekibinin yayınları olmasaydı aynı akıbete uğramaktan kurtulamayacaktı. Arena Haber Merkezi’ni arayan bir seyircimiz, 7-8 Mart 1915 gecesi Erenköy Koyu burnu istikametinde döktüğü 26 mayınla, çağın en güçlü donanmasının savaşın ilk gününde ağır kayıplara uğramasını sağlayan bu efsanevi geminin Mersin Limanı’nda çürümeye terk edildiğini haber verdi.
Ekibimiz Mersin’e gidip araştırdı ve çekimler yaptı. İhbar doğruydu ve Nusrat da tıpkı Gülcemal gibi jilet olacağı günü bekliyordu. Haberimiz yurt çapında ses getirdi. Telefonlardan Kanal-D santralı kilitlendi!
Yayınımızın ardından harekete geçen dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, çürümekte olan tarihi gemiyi dört parçaya ayırarak Tarsus’a getirdi. Hızlı bir çalışmanın ardından, aslına uygun olarak onarıldı ve şanına yaraşır bir müze-parkta ziyarete açıldı…
Gülcemal’e yetişemedik ama ne mutlu bize ki; Nusrat’ı kurtararak müze olmasını sağladık…”